Kızılay üzerinden Ensar Vakfı'na yaptığı 7 milyon 925 bin dolarlık bağışla gündeme gelen Başkentgaz'a ait yeni bir skandal ortaya çıktı. 2013'te özelleştirilen şirkette, Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne yüzde 20 hisse bırakılmadığı, yasal zorunluluğa karşın idare konseyinde belediye temsilcisinin bulunmadığı belirtildi. Emekli Mülkiye Başmüfettişi ve Mansur Yavaş'ın danışmanı Mahmut Esen yaşanan skandalı Sözcü gazetesi Ankara Temsilcisi Hürmet Öztürk’e şöyle anlattı:
EGO'DAN BAŞKENTGAZ'A: Ankara'da doğalgaz dağıtım işleri 2007 yılına kadar belediye işletmesi EGO Genel Müdürlüğü'nce, 2013 yılına kadar da belediye şirketi Başkentgaz A.Ş. tarafından yürütüldü. Başkentgaz 2013 yılında özelleştirildi. Özelleştirme sırasında Başkentgaz'a has kimi yasal düzenlemeler yapılmış. Genel düzenlemelere ters olarak şirketin paylarının yüzde 80'i yerine tümü özelleştirilmiştir. Doğalgaz Piyasası Kanunu'nun 4. unsurunda yer alan açık karara rağmen belediyenin şirket idare ve kontrol heyetinde temsil yetkisi kaldırılmıştır.
HİSSE VERİLMEDİ: Böylece Ankara Büyükşehir Belediyesi kurucusu, sahibi olduğu şirkette yüzde 20 pay ile küçük ortak olarak kalması bir yana, şirket idaresinde temsil yetkisini bile yitirmiştir. Mansur Yavaş tarafından, şirket idaresinde temsili kaldıran Ankara'ya has çıkarılmış yasal düzenlemenin iptali için gerekli tüzel süreç başlatılmıştır. Şirket tarafından yapılmış yüklü bağışlarla, şirkete tanınmış olan özel ayrıcalıklar ortasında temas olabileceği kıymetlendiriyoruz.
Başkentgaz'ın sahibi Torunlar GYO'nun İdare Heyeti Lider Vekili Mehmet Torun.
BÜYÜK HAKSIZLIK: Abone şikayetlerinin takibi/kaynağında çözümlenmesi bakımından da özel değeri olan, payı olmasa dahi belediye idarelerine şirket idare heyetinde temsiline yetki tanıyan kural Ankara'ya has olarak kaldırılmıştır. Bu nedenle Ankara Büyükşehir Belediyesi ve münasebetiyle Ankaralıların hak ve menfaatlerinin korunması, Ankaralılara yapılmış bu haksızlığın giderilmesi bağlamında tüzel bir süreç başlatılmıştır.
DAVA AÇILDI: Belediyemize şirket idare heyetinde temsilcilik verilmesine ait talebimiz EPDK'ya iletilmiştir. Talebimiz uygun görülmeyince, idari sürecin iptali için Danıştay nezdinde 23 Ekim 2019'da dava açılmıştır. Bahse ait kuralın Anayasa'ya karşıt olduğu savında bulunulmuş ve davanın itiraz yolu ile Anayasa Mahkemesi'nde görüşülmesi hedeflenmiştir.